Ana Sayfa Yazar Yeşilçam’ın Sofraları: Türk Sineması’nın İştah Açan Sahneleri

Yeşilçam’ın Sofraları: Türk Sineması’nın İştah Açan Sahneleri

Yeşilçam’ın Sofraları: Türk Sineması’nın İştah Açan Sahneleri
Şehrin Lezzeti

Yeri gelir iki sevgili buluşur boğazı gören bir tepede ellerinde sadece bir tane simitle, yeri gelir kavga eder zengin kız, fakir oğlanla boğazda lüks bir restoranda ıstakoz yerken.
Bazen Hababam Sınıfında torpil geçer Hafize ana Hababam Sınıfına tulumba tatlısı koyarken, bazen de kavga eden iki çocuğunun çatallarını batırdığı köfteyi ikiye böler Melek Hanım rolündeki Adile Naşit.

Yeşilçam Sineması’nda bolca rastlarız bu sıcak sahnelere. Kimisi iştah açar kimisi bizi de acıktırır kimisinde de bizim evde pişiyormuş gibi duyarız kokusunu pişen yemeğin.
Bazıları akılda kalır yıllarca bazıları da popüler olur filmin çekildiği yıllarda. Her yerde konuşulur her yerde yapılır o yemek.

Turşunun iyisi limonla mı olur sirkeyle mi? Hadi bakalım buyrun tartışmaya. Tatlı tatlı kavga ederken Adile Naşit ile Münir Özkul neredeyse yarım asırdır arıyoruz bu sorunun cevabını. Limonla da olur sirkeyle de.

Zaten filmdeki Ziya rolündeki Şener Şen de veremez kararını. Ne yengesinden vazgeçer ne de kırmak ister abisini. Nabza göre verir şerbeti. Şu anda olsa o turşucu dükkânı kim istemez ki gitmeyi, bir bardak turşu suyundan tatmayı.

Yemek sahneleri, oyuncuların bir arada göründüğü en sıcak karelerdir yerli filmlerde. Bir yandan özlediğimiz sıcak muhabbet bir yandan da sofranın samimiyeti.

Kemal Sunal’ın Tokatçı filminde Osman ismiyle cama ekmek bandığı sahne gelir gözümün önüne. Camın arkasında kızarmış dönen bir piliç. Parası olmadığı için aradaki cama banar ekmeği Osman. Bir güzel afiyetle de yer cama bandırılmış ekmeği. Aradaki cam da olsa tavuğun tadı gelir bizim de ağzımıza. Sonra da uyanık esnaf para ister Osman’dan. İtiraz eder Osman.

Esnaf der ki “Yedin say”. Altta kalır mı bizim Osman. O da para üstünü ister adamdan para vermemiş olsa da. Adam şaşırır. Der ki Osman da “Parasını verdim say”. Adam çaresizce boyun eğer Osman’a. Ne tatlı banar cama ekmeğini.

Kemal Sunal da duralım biraz. Bir başka efsane yemek sahnesi de Korkusuz Korkak filminde 6 aylık ömrü kalan Mülayim’in işyeri’nde yediği kebaplardır. Hatırladınız mı Mülayim’in kebap yediği sahneleri. Bir kebap ancak böyle lezzetli yenir. Ağzının suyu akardı iş yerindeki diğer çalışanların. Aynı filmde haşlanmış patatesi bile öyle bir soyup yerdi ki Mülayim, patates dile gelirdi resmen. Bir başkaydı Mülayim.

Kemal Sunal’ın Sosyete Şaban filminde yer sofrasında soğanı eliyle kırarak cücüğünü misafire sunması, sonrasında pilav ile eti lavaş gibi bir ekmeğe sararak yemesini bilmeyen, izlemeyen yoktur herhalde. Efsane bir yemek sahnesidir o sahne.

Hababam Sınıfı’ndaki en özendiğim sahnelerden birinde de yine Kemal Sunal var. Şaban’a annesi köyden kocaman bir tereyağı göndermiştir. Gizli saklı yerken Güdük Necmi’ye yakalanır Şaban. Ama ne güzeldir ekmeğe o tereyağının sürüldüğü sahne. İnsanın ekmekle koşup o tereyağından sürüp yiyesi gelir.

Biraz daha geriye gidelim mi. Erol Taş desem. Aklınıza gelen ilk sahne, Dila Hanım filminde Erol Taş’ın kocaman bir tavuk budunu eliyle yemesi değil midir? Bir yandan sert bir kahkaha bir yandan tavuktan alınan kocaman parça, elinin tersiyle silinen ağız. Tavuk ısırıldığı anda tavuğu tutan el sabit dururken, kafa hareketi ile koparılan koca bir tavuk parçası. Kötü adam rolünün ayrılmaz parçasıdır kahkaha eşliğinde yenilen tavuk butları.

Bir de Mavi Boncuk filminde Emel Sayın’ın tavuk yeme sahnesini hatırlayalım. Bu sahne de filmin en etkileyici sahnelerinden biridir aslında. Hem nazik hem iştahlı yemektedir tavuğu Emel Sayın. Adeta bir sanat eseri gibi davranır tavuk buduna.

Köyden İndim Şehre filminde günlerce Ali Rıza Emmi’yi bekleyen 4 kardeş sudan başka bir şey içemezken, ellerine geçen 1 lirayla aldıkları bir simidi 4 eşit parçaya bölerek yerler ya herhalde Türk Sineması’ndaki en güzel simit yeme sahnelerinden biridir. Yavaş yavaş yerken simidi Kemal Sunal, bakışlar toplanır onda. O da atar ağzına bir çırpıda. Ne tatlıdır o simit kim bilir?

İkinci Bahar dizisindeki Ali Haydar Ustanın kebap dükkânı desem…

Issız Adam filmindeki meşhur havuçlu kek desem…

Çöpçüler Kralı filminde mahalledeki tüm kedilere bakan teyzenin verdiği sıcak poğaçalar ile sımsıcak çayını içen Apti desem…

Yine Çöpçüler Kralı’nda, çöpcü Apti’nin elinde lokumla kız istemeye gittiğinde kayınvalidenin mutfakta yapıp tabağa koyduğu 5-6 köfte desem…

Daha bunun gibi birçok mükemmel sofra, mükemmel tatlar, sımsıcak öyküler… Unutulmazlar arasındaki yerini alan sahneler…

Şehrin Lezzeti