Hiç elinizde bir tabak yemekle televizyon karşısına oturup, nasıl bittiğini bile anlamadan yediğiniz oldu mu? Ya da aç olmadığınız halde sırf bir şeyler yemek istediğiniz? Modern hayatın hızında, yemek bazen sadece “karnımızı doyurduğumuz” bir rutin haline geliyor. Oysa yemek yemek, sadece fiziksel bir ihtiyaç değil; aynı zamanda duyularımızla, duygularımızla ve anılarımızla iç içe geçmiş bir deneyimdir. İşte tam da bu noktada “mindful eating” yani farkındalıkla beslenme devreye giriyor.
Mindful Eating Nedir?
Mindful eating, yemeği sadece otomatik bir eylem olarak değil, bir deneyim olarak yaşamayı ifade eder. Yani:
- Ne yediğinizi gerçekten fark etmek,
- Yemek yerken anda kalmak,
- Duygularınızı ve açlık-tokluk sinyallerinizi dinlemek anlamına gelir.
Belki kulağa basit geliyor, ama aslında hepimiz bazen farkında olmadan yemek yiyoruz. Telefon ekranına bakarken, bir şeyler izlerken, hatta düşüncelere dalmışken… Bu sırada ne kadar yediğimizi, doyup doymadığımızı bile fark etmiyoruz. İşte bu yüzden, yemekle olan ilişkimizi dönüştürmek için biraz daha bilinçli olmaya ihtiyacımız var.
Mindful Eating Nasıl Yapılır?
Mindful eating, herhangi bir diyet veya kısıtlama yöntemi değil. Aksine, yemeğin keyfini çıkararak yemeyi öğrenmekle ilgili bir yaklaşımdır. İşte birkaç temel adım:
- Yemeğe gerçekten odaklanın. O anda sadece yemeğe zaman ayırın. Telefonu, televizyonu bir kenara koyun.
- Yemeğin kokusunu, rengini ve dokusunu fark edin. Kaç kez sadece tadına değil, görünüşüne ve kokusuna odaklandınız?
- Yavaşlayın. Çiğnemeye zaman ayırın. Hızlı yemek, beyninize “doydum” sinyalinin geç göndermesine neden olur.
- Açlık ve tokluk sinyallerinizi dinleyin. Gerçekten aç mısınız, yoksa sıkıldığınız için mi yemek istiyorsunuz?
- Duygusal açlık ile fiziksel açlığı ayırt edin. Canınız gerçekten yemek mi çekiyor, yoksa sadece stresli, üzgün ya da yorgun olduğunuz için mi yemek istiyorsunuz?
Peki, Bunun Bize Ne Faydası Var?
- Yavaş ve bilinçli yemek, daha hızlı doyma hissi sağlar ve gereğinden fazla yememizi önler.
- Sindirim sistemimize yardımcı olur, çünkü yiyecekleri iyice çiğnemek sindirimi kolaylaştırır.
- Yemeği gerçekten hissettiğimizde, tatmin duygumuz artar ve “gözümüz doymadan” yemeye devam etmeyiz.
- Duygularımızı yönetmeyi öğreniriz. Yemek, bir kaçış mekanizması olmaktan çıkar ve gerçekten besleyici bir deneyime dönüşür.
Son Söz: Tabakla Barışmak
Yemek yemek, sadece bir alışkanlık değil, aynı zamanda kendimize verdiğimiz bir armağandır. Eğer yavaşlar, tadını çıkarır ve bedenimizin sinyallerini dinlersek hem fiziksel hem de zihinsel olarak daha iyi hissederiz. Belki de bugün bir öğününüzü gerçekten “hissederek” yemeyi deneyebilirsiniz. Çatallarınızı bırakın, bir lokmayı uzun uzun çiğneyin ve yemeğin tadına varın.
Unutmayın, yemekle ilişkinizi değiştirmek, kendinize olan yaklaşımınızı da dönüştürmek demektir. Ve siz, en iyisini hak ediyorsunuz.
Afiyetle ve farkındalıkla kalın!