Ankara’nın enerjik ve lezzet dolu sokaklarında, İtalyan mutfağının samimi atmosferini yaşatan bir mekân: Pizza Italiante. Kurucu Ortağı Suat Gürcan ile bir araya gelerek, bu özel markanın hikâyesini, İtalyan mutfağına getirdikleri yenilikçi yorumları ve gastronomi dünyasındaki iddialarını konuştuk. Pizza Italiante’nin hızla hayata geçen yolculuğunda karşılaştıkları zorluklar, motivasyon kaynakları ve Ankara’yı bir lezzet durağına dönüştürme hayalleri, bu röportajın en çarpıcı detayları arasında.
Gürcan, sadece bir restoran değil, aynı zamanda bir kültür ve deneyim mekânı yaratma vizyonundan bahsederken, “Chi Mangia Bene, Vive Bene!” (Güzel yiyen, güzel yaşar) mottosunun altını özellikle çiziyor. Peki, bu özgün konsept nasıl şekillendi? Tantuni Pizza gibi yaratıcı füzyonlar nasıl ortaya çıktı? Franchise hedefleri ve uluslararası genişleme planları neler? Tüm bu soruların cevaplarını ve daha fazlasını, Pizza Italiante’nin kuruluş hikâyesinde bulacaksınız.

“Pizza Italiante, hızlı bir hazırlık sürecinin ardından hayata geçti. Bu süreçte en büyük zorluklarınız ve sizi motive eden unsurlar nelerdi?”
Sektörde edindiğimiz deneyimler sonucunda kendi markamızı kurma fikri en büyük motivasyonumuz oldu. Aslında Pizza Italiante bizim uzun zamandır hayalini kurduğumuz ama harekete geçmemiz biraz an meselesi olan bir projeydi. Süreç hızlıydı çünkü konseptimiz, ruhumuz ve ne yapmak istediğimiz çok netti. Yaklaşık 3 aylık bir hazırlık sürecinde İtalya’daki butik restoranları ve İngiltere’deki İtalyan restoranlarını detaylı bir şekilde analiz ettik. Ünlü şeflerden aldığımız destekler sonucunda kendi vizyonumuzu ve yorumlarımızı da katarak güzel bir marka konsepti ve menü yarattık. Özellikle kaliteli malzeme tedariği ve reçetelerimizi kusursuz hale getirme aşamasında ciddi mesai harcadık.
Bizi motive eden şey ise şuydu: İnsanların İtalyan mutfağı denince aklına sadece birkaç klasik pizza ve makarnadan fazlasının gelebileceğini göstermek istedik. Misafirlerimizin burada sadece pizza yemesini değil, aynı zamanda bir İtalyan sofrasının sıcaklığını ve samimiyetini yaşamasını hayal ettik. Her olumlu yorum, her mutlu misafir ve her “iyi ki açılmış burası” cümlesi en büyük motivasyonumuz oldu.
“Marka isminizde ‘Italiante’ gibi özgün bir kelime tercih ettiniz. Bu isim nasıl doğdu ve İtalyan mutfağına dair felsefenizi nasıl yansıtıyor?”
Öncelikle “Pizza Italiante” ismimizden başlayalım. Amacımız enfes pizzaların ve İtalyan lezzetlerinin bir arada sunulduğu şık bir mekân yaratmaktı. Ülkemizde iyi pizzacılar var, başarılı İtalyan restoranları da var, ancak her ikisini de aynı çatı altında, aynı kalitede sunan iyi bir markaya ihtiyaç olduğunu düşündük. Bu nedenle “Pizza” ve “İtalyan mutfağı” kavramlarını tek çatı altında birleştirmek istedik. İtalyanca’da “restoran” kelimesi “ristorante” şeklinde telaffuz ediliyor. “Italiante” kelimesi aslında buradan çıktı. “İtalyanvari” anlamına gelen bu kelimeyi biz biraz daha derinleştirdik diyebiliriz. İki kavramı birleştirdiğimizde de “Pizza Italiante” kulağımıza hoş geldi ve bu isim patentini ve tescilini aldığımız markamız oldu.
“Ankara’yı merkez seçme nedeniniz nedir? Türkiye’deki pizza/İtalyan restoranı sektörüne dair eksik gördüğünüz noktalar neydi?”
“Neden Ankara?” Ankara gerçekten hem ülkemizin özgün lezzetlerini hem de tüm dünya mutfaklarını bulabileceğiniz bir özelliğe sahip. Örneğin, balığın da, etin de, Meksika mutfağının da en iyisini Ankara’da bulabilirsiniz. Biz de Ankara’da pizza ve İtalyan mutfağının en iyisi olmaya adayız. Yatırımcılarımızın Ankara’da ikamet ediyor olması da önemli bir etken. Bir marka Ankara’da başarılı olursa tüm Türkiye’de başarılı olur. En önemlisi de markamızı ve bu konsepti en kısa sürede Anadolu’ya taşımak istiyoruz.
Ankara bizim için sadece yaşadığımız şehir değil, aynı zamanda kültürel çeşitliliğiyle gastronomi dünyasında özel bir yer. İstanbul gibi büyük şehirlerde sayıca çok mekân var ama Ankara’da gerçekten kaliteli, samimi ve özgün İtalyan mutfağı deneyimi sunan seçenek çok az. Biz de bu boşluğu doldurmak ve başkente biraz İtalyan ruhu getirmek istedik. Bizce, en büyük eksik konsept bütünlüğü, reçete kalitesi ve atmosferdi. Biz bu üçünü birlikte sunmayı hedefledik.
“Menünüzde ‘Tantuni Pizza’ gibi yerel lezzetlerle İtalyan mutfağını harmanlayan özel tarifler var. Bu yaratıcı füzyon fikri nasıl ortaya çıktı? Geleneksel ile yenilikçiyi dengelemek için neye dikkat ediyorsunuz?”
“Tantuni pizzamız” ile açıldığımız günden itibaren fark yarattık diyebiliriz. İtalyan mutfağı aslında dünya mutfağına en açık kültürlerden biridir. Biz de bu özgür ruhla hareket edip yerel tatlarımızı pizzaya uyarlamayı denedik. Tantuni Pizza fikri, mutfakta ekibimizle sohbet ederken “acaba bizim sokak lezzetlerimizden hangisi pizzaya yakışır?” diye başlayan bir denemeyle ortaya çıktı. Dengeyi sağlarken, malzemelerin taze ve kaliteli olması, İtalyan hamur reçetesine sadık kalmak ve lezzet dengesini bozmamak temel prensibimiz oldu. Yeni menümüzde “Afyon Sucuklu Pizza” da ekledik. Yatırımcılar ve Pizza Italiante ekibi olarak kendi yiyemeyeceğimiz hiç bir malzeme ve ürünü işletmemize sokmuyoruz. Malzeme seçiminde de bir onay süreci mevcut. Ekip olarak sürekli olarak yerel üreticilerle temas halindeyiz. Herhangi bir yemekte kullanılacak muadil ürünleri bazen kendimiz alıyoruz bazen de bu ürünler firmalar ve üreticiler tarafından işletmemize gönderiliyor. Yönetim ve mutfak kadrosu onayı sonrası, en taze ve en iyi malzemeler seçiliyor. Sonrasında tadım yapılarak nihai değerlendirme yapılıyor ve yurt dışı danışmanlarımızın da onayı sonrası misafirlerimize sunuluyor. Yerel üreticiler ve firmalarla çalıştığımız gibi sadece bize özel ürünler için yurtdışından da malzeme tedariğimiz mevcut. Kısaca İtalya’dan gelen orijinal ürünler, yerel üreticilere destek, doğallık, tazelik ve temizlik hem sürdürülebilirlik hem de kalite açısından olmazsa olmazımız.
“Opera performanslarından ‘The Italiante News’e kadar kültürel bir deneyim sunuyorsunuz. Bu konsepti tasarlarken ilham kaynaklarınız nelerdi? Misafirlerinizden nasıl geri dönüşler alıyorsunuz?”
Müziğin ortak dili İtalyancadır. Özellikle opera dilinin de İtalyanca olması ve yemeğe en uygun müzik türlerinden biri olması bizim için belirleyici unsur oldu. Opera geceleri, İtalya’nın küçük sokaklarında pizza kokusu eşliğinde duyulan melodiler gibi düşündüğümüz bir detaydı. Ülkemizde gerçekten ayakta alkışlanması gereken müzisyenlerden Oğuz Uysal’ı ve Metehan Öztürk’ü dinledikten sonra “kesinlikle bir İtaliante opera ekibi kurmalıyız” diye düşündük ve hızlıca bu projeyi hayata geçirdik. İtalya’da saat 18.00 olunca, “Aperitivo saati” başlar. Şehirlerde hayatın ritmi değişir. İş çıkışı saatlerinde herkes sokak arası kafelere, şık barlara akın eder. Çünkü bu saat Aperitivo zamanıdır.
“Aperitivo” akşam yemeği öncesi, dostlarla buluşup hafif atıştırmalıklar ve bir içki eşliğinde sohbet etme geleneğidir. Masada zeytinler, peynirler, kurutulmuş etler, minik pizzalar ve çıtır ekmekler olur. Bu sadece yemek içmek değil, günü keyifle kapatmanın, dostlukların tazelendiği o güzel saatin adıdır. Biz de buradan ilham alarak Pizza Italiante olarak aslında bir “Operativo” kültürü oluşturmak istedik. Temmuz ayında dördüncüsünü planladığımız bu etkinliklerden inanılmaz olumlu geri dönüşler aldık. İkinci etkinlik itibarıyla rezervasyonla misafirlerimizi kabul etmeye başladık. Hatta opera etkinliğinde evlilik teklifi yapmak isteyenler bile var.
Yine sadece bize özgü olan “The Italiante News” gazetemiz ile de ciddi fark yarattık. Misafirlerimiz yemeklerini beklerken gazetemizi okuyarak İtalyan mutfağına dair yeni bilgiler edinebiliyor. Hatta çoğu misafirimiz gazetemizin tamamını restoranımızda okuyamadığı için beraberinde götürüyor. Her üç ayda bir yeni sayısını çıkarttığımız “The Italiante News” gerçekten Pizza Italiante’nin vizyonunu gösteren küçük ama önemli bir detay.

“Sürdürülebilir mutfak ve vegan/glütensiz seçenekler sunuyorsunuz. Malzeme seçiminde yerel üreticilerle çalışmanın Pizza Italiante’ye katkıları neler oldu?”
Menümüzde vegan, glütensiz ya da farklı beslenme tercihlerine yönelik seçeneklerimiz mevcut ve bu seçenekler misafirlerimize duyduğumuz saygımızın bir göstergesi. Kimse burada “ben yiyebileceğim bir şey bulamadım” dememeli. Pizza İtaliante gibi çağdaş ve kapsayıcı bir restoranın, farklı beslenme tercihlerine uygun seçenekler sunması hem misafirlerimizin memnuniyeti hem de marka itibarımız açısından çok önemli.
Sürdürülebilir mutfak kavramı bizim için çok önemli. Mutfağımız el verdikçe bu tür ürünleri de yenileyerek çıkarmaya devam edeceğiz. Yerel üreticilerin katkılarını mutfağımızın her noktasında sağlamaya çalışıyoruz. Yerel üreticilerle çalışmak sadece lezzet değil, aynı zamanda karakter kazandırıyor. Biz her reçetede kaliteli, doğal ve mevsimsel ürün kullanmayı ilke edindik. Bu işbirliği sayesinde malzeme tedarik sürecimiz daha sağlıklı ve hızlı ilerliyor, aynı zamanda bölge ekonomisine de katkı sağlıyoruz.
Bazı kooperatiflerin ve ülkemizin çalışkan kadınlarının el emekleri ile yaptığı ürünleri menümüzde bulunduruyoruz. Tekirdağ’dan Hatay’a kadar çok özel lezzetler ile misafirlerimizi karşılıyoruz.
Menümüzde de bizlere katkı sağlayan yerel üreticilerimizin ve kooperatiflerin isimlerini yazarak fark yaratmaya çalışıyoruz.
“Franchise hedeflerinizden bahseder misiniz? Uluslararası genişleme planlarınızda marka kimliğinizi ve lezzet kalitenizi korumak için nasıl bir strateji izleyeceksiniz?”
Markamızın büyümesi ve daha geniş kitlelere ulaşması için belirlediğimiz stratejiler doğrultusunda Pizza Italiante olarak kısa sürede şubeleşmeyi ve farklı şehirlerde hem kendi yatırımlarımız ile hem de doğru franchise modeli ile yeni lezzet durakları açmayı düşünüyoruz. Pizza Italiante’in kendine özgü lezzetleri, yüksek kalite standartları ve samimi atmosferi, franchise modeliyle genişlemeye oldukça uygun. İstanbul, Ankara, İzmir gibi metropol şehirler ile birlikte, turistik bölgeler ve yüksek nüfus yoğunluğu olan yerlerde şubeler açarak markamızı daha fazla kişiye tanıtmayı planlıyoruz. Gelecekte, markamızı sadece Türkiye ile sınırlı tutmayıp, uluslararası pazarlara da açılmayı düşünüyoruz. Orta Doğu, Avrupa ve Asya gibi bölgelerde, İtalyan mutfağına olan ilgi göz önünde bulundurulduğunda, Pizza Italiante’in başarısı yüksek olabilir. Dubai, Montenegro, Londra, gibi büyük şehirlerde, İtalyan lezzetini ve kültürünü mi-
safirlere sunmak için fırsatlar yaratmayı planlıyoruz.
“Bir eğitimci ve girişimci olarak, gastronomi sektörüne farklı bir bakış açısı getirdiğiniz kesin. ‘Lezzet durakları’ vizyonunuzda eğitim ve kültürün rolü nedir? Gelecekte müşterilerinizi nasıl şaşırtacaksınız?”
Eğitim benim her zaman hayatımın merkezinde oldu. Gastronomide de aynı bakış açısını sürdürüyorum. Yazarlık becerimle “The Italiante News” gazetemiz ile şimdiden fark yarattık. Öğretmek ve öğrenmek bir arada olmalı. Ben de bu sektörde her gün yeni şeyler öğreniyorum. Biz burada sadece pizza ve İtalyan lezzetlerini sunmuyoruz; ekip arkadaşlarımızın mutfak kültürünü geliştirmesine, yeni lezzetleri keşfetmesine ve misafirlerimizin damak zevkini zenginleştirmesine aracılık ediyoruz.
Pizza Italiante olarak gelecekte restoran deneyimini daha da zenginleştirmek ve misafirlerimize yenilikçi, eğlenceli ve özgün bir ortam sunmak için heyecan verici planımız var. Örneğin “etkileşimli menü”. Misafirlerimize bilgi sunacak, önerilerde bulunacak, kullanıcı dostu bir deneyim sağlayacak, yemeklerin içeriklerini, alerjen bilgilerini ve önerilen eşlikçi içecekleri kolayca görebilecekleri bir menü üzerinde çalışıyoruz. “Sürdürülebilirlik”, Pizza Italiante’in gelecekteki stratejilerinin merkezinde yer alacak.
Müşterilerimize çevreye duyarlı bir deneyim sunabilmek için yenilenebilir enerji, geri dönüştürülebilir malzemeler ve organik, yerel ürünler kullanmaya özen göstereceğiz. Ayrıca, plastik atıkları azaltma ve gıda israfını önleme politikaları geliştireceğiz. Pizza Italiante olarak, geleneksel İtalyan pizzalarının yanı sıra, yenilikçi pizza tarifleri üzerinde de çalışıyoruz. Ayrıca, özelleştirilebilir pizzalar sunarak misafirlerimizin kendi tatlarını yaratmalarına olanak tanıyacağız. Gelecekte sürpriz atölyeler, İtalyanca eğitimli mutfak günleri ve Misafirlerimizle birlikte İtalya gastronomi turları da planlarımız arasında. Kısaca insanların sadece yemek değil, hikâye ve deneyim satın aldığı bir mekân olmaya devam edeceğiz.
“ChiMangia Bene, Vive Bene! (Güzel yiyen, güzel yaşar) mottosuyla sunduğunuz bu deneyimde, sizin için ‘mükemmel pizza’nın sırrı nedir? Kendi hayat felsefenize dair bir pizza tarifi verseniz, içinde neler olurdu?”
Bizim için mükemmel pizza, dengeli lezzet ve kaliteli hamurun uyumunda saklı. İnce ama karakterli hamur, taze malzeme ve doğru pişirme tekniği olmazsa olmaz. Kendi hayat felsefeme göre bir pizza yapacak olsam, içinde bol mozzarella, taze roka ve fesleğen, İtalyan usulü acı sos ve biraz limon aroması olurdu. Tatlı, sert ve ekşi dengesi… Tıpkı hayat gibi. Her lokmada farklı bir his uyandıran, biraz sürprizli ama her zaman keyif veren bir lezzettir.
Suat Gürcan’ın vizyonu ve ekibinin tutkusuyla hayat bulan Pizza Italiante, sadece bir restoran değil, bir İtalyan lezzet ve kültür deneyimi sunuyor. Röportaj boyunca, markanın doğuşundaki samimiyeti, yerel lezzetlere getirdikleri yaratıcı dokunuşları ve gastronomi sektörüne kattıkları yenilikçi bakışı hissetmek mümkün oldu. Opera geceleri, The Italiante News gazetesi ve sürdürülebilir mutfak anlayışı gibi detaylar, Pizza Italiante’yi sıradan bir pizzacı olmaktan öteye taşıyor.
Gürcan’ın deyimiyle, “İnsanlar burada sadece pizza yemiyor, bir İtalyan sofrasının sıcaklığını yaşıyor.” Ve bu sıcaklığı daha geniş kitlelere ulaştırmak için yola devam edecekler. Ankara’dan başlayıp dünyaya açılma hayalleri, yerel üreticilerle kurdukları güçlü iş birlikleri ve misafirlerine sundukları unutulmaz deneyimlerle Pizza Italiante, Türkiye’nin gastronomi haritasında önemli bir iz bırakmaya aday.
Bir sonraki sayımızda yeni lezzet duraklarında buluşmak üzere… Bu pizza sadece karnınızı değil, ruhunuzu da doyuracak!






























