Türkiye, dünya turizm sahnesinde eşsiz bir konuma sahip. Antik kentleri, berrak koyları, lezzetli mutfağı ve misafirperverliğiyle her yıl milyonlarca ziyaretçiyi ağırlıyor. Ancak bu parlak tablonun ardında, sektörün geleceğini riske atan bazı alarm verici gerçekler yatıyor. Deneyimli turizmcilerin yıllardır dillendirdiği bu uyarılar, artık daha yüksek sesle dile getirilmeyi hak ediyor.
“Her Şey Dahil” Tuzağı: Kısa Vadeli Kazanç, Uzun Vadeli Kayıp
Turizmdeki en büyük açmazlardan biri, “her şey dahil” modelinin sınırları. Deneyimli turizmci Nurettin İyice’nin de ısrarla vurguladığı gibi, bu sistem ülkeye kısa vadeli gelir sağlasa da, uzun vadede nitelikli turist çekme potansiyelimizi zayıflatıyor.
Komşu ülkelerle kıyaslandığında, Türkiye’nin konaklama maliyetlerinin yüksek olması, özellikle orta gelir grubundaki turistleri alternatif destinasyonlara yönlendiriyor. Oysa kültür turizmi, ekoturizm, gastronomi turizmi veya sağlık turizmi gibi alanlara yatırım yapılsa, hem daha yüksek gelirli ziyaretçiler çekilebilir hem de sezonality (mevsime bağlılık) sorunu aşılabilir.
Hizmet Kalitesi: Sektörün Kanayan Yarası
Turizm, insana dokunan bir sektör. Ancak nitelikli personel eksikliği, düşük ücretler ve ağır çalışma koşulları, hizmet kalitesini ciddi şekilde etkiliyor. Gençlerin bu sektörde kariyer yapmaktan kaçınması, mevcut çalışanların motivasyon düşüklüğüyle birleşince, misafir memnuniyeti de kaçınılmaz olarak zarar görüyor.
Daha da vahimi, bazı işletmelerde yaşanan “turizme yakışmayan” davranışlar: Ticari hileler, kaba muamele veya güvenlik sorunları… Bunlar bireysel vakalar gibi görünse de, sosyal medya çağında hızla yayılarak Türkiye’nin turizm imajını zedeliyor.
Çözüm: Uyarıları Ciddiye Almak ve Stratejik Adımlar Atmak
Türkiye turizminin gerçek potansiyeline ulaşması için:
✔️ Alternatif turizm modellerine yatırım yapılmalı,
✔️ Fiyat-kalite dengesi gözden geçirilmeli,
✔️ Personel eğitimi ve çalışma koşulları iyileştirilmeli,
✔️ Sektördeki olumsuz uygulamalar sıfır toleransla denetlenmeli.
Unutmayalım: Turizm sadece bir gelir kapısı değil, aynı zamanda ülkemizin dünyaya açılan yüzüdür. Bugün alınacak akılcı kararlar, yarınlarımızı kurtarabilir.






























