Türkiye, gıda sektöründeki yenilikçi gücünü bir kez daha uluslararası arenada kanıtladı. 4. Gıda İnovasyon Zirvesi & Gıda Plus Ödülleri, 14 Ekim 2025 tarihinde Boğaziçi Üniversitesi’nin tarihi atmosferinde görkemli bir organizasyonla gerçekleşti. Bu yıl “Tarım ve Gıda Sektöründe Bölgesinde Lider Ülke Türkiye” mottosuyla düzenlenen zirve, ülkenin gıda sektöründeki vizyonunu, inovasyon gücünü ve sürdürülebilir büyüme kararlılığını bir kez daha gözler önüne serdi.
Gıda Sektöründe İnovasyon ve Sürdürülebilirlik Öne Çıktı
Zirvede, üretimden lojistiğe kadar tüm süreçlerde inovasyonun maliyetleri azaltmadaki ve kaliteyi artırmadaki rolü masaya yatırıldı. Yapay zekâ, dijitalleşme ve veri analitiği gibi teknolojilerin yalnızca operasyonel verimliliği artırmakla kalmayıp, iş süreçlerini daha şeffaf ve izlenebilir hale getirdiği vurgulandı.
Sürdürülebilir hammadde tedariği, çevre dostu üretim ve sorumlu tedarik zincirleri, geleceğin gıda güvenliği açısından kritik başlıklar arasında öne çıktı. Bu yaklaşımların, şirketlerin uzun vadeli rekabet avantajı sağlamasında belirleyici olacağı ifade edildi.
Katılımcılar ayrıca, markalaşma ve katma değerli ihracat süreçlerinde inovasyonun, ürün tasarımı, Ar-Ge ve pazarlama stratejileriyle entegre edilmesinin önemine dikkat çekti. Hızla değişen tüketici trendleri, bitki bazlı, fonksiyonel ve kişiselleştirilmiş ürünlere yönelik artan talep, Türkiye’nin gıda sektöründe hem iç hem dış pazarlarda güçlü bir konum elde etmesi için yenilikçi stratejileri zorunlu kılıyor.
Zirvede ortaya çıkan genel tablo, sektörün geleceğinin teknolojik dönüşüm ve sürdürülebilir yaklaşımlarla şekilleneceğini bir kez daha ortaya koydu.
“Hedefimiz, Globalde 5 Türk Markasının Yer Almasını Sağlamak”
GiFT Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Samet Serttaş, zirvede yaptığı konuşmada Türkiye’nin gıda sektöründeki küresel hedeflerini paylaştı:
“Geleceğin gıdalarını arayan yeni nesil tüketicilere sunulan fırsatlar her geçen gün önem kazanıyor. Açlık ve yetersiz beslenme odaklı stratejiler yerine, besleyici, sağlıklı ve katma değerli gıdaya yönelmeliyiz. Dünyada 2,6 milyar insan sağlıklı diyete erişemiyor ve tarım ile gıda tedarik zincirinde değerin %73-93’ü çiftlikten sonra yaratılıyor. ABD’de tüketicilerin üçte ikisi, gıda satın alırken sağlığı en önemli kriter olarak görüyor.”
Dr. Serttaş, 2030 hedefleri kapsamında Türkiye’nin gıda ihracatını 60 milyar dolara çıkarmayı, işlenmiş ürün oranını %70’e ulaştırmayı ve Global Top 100 listesinde 5 Türk markasının yer almasını amaçladıklarını vurguladı.
“Sektörde Değer Zincirini Güçlendirmeyi Hedefliyoruz”
Katma değer yaratmanın beş temel ilkesine dikkat çeken Serttaş, gıda sektöründeki dönüşümün bilimsel temellerle desteklenmesi gerektiğini ifade etti:
“Katma değer yaratmanın beş altın kuralı var. İlki, ürünlerin özgünlüğünü ve güvenilirliğini öne çıkaran coğrafi işaret ve marka stratejisi. İkincisi, tüketiciye ek fayda sunan fonksiyonel gıda devrimi. Üçüncüsü, doğru markalaşma stratejileri sayesinde ürünlerin fiyatını %25-44 oranında artırma potansiyeli. Dördüncüsü, komşu pazarlarda premium konum elde ederek rekabet avantajı yaratmak. Son olarak da sürdürülebilirlik sertifikaları ile hem çevresel hem toplumsal sorumlulukları desteklemek.”
Bu unsurların birleşimiyle, “Bilimle Yaratılan Gelecek” vizyonunu hayata geçirerek sektörün değer zincirini güçlendirmeyi hedeflediklerini belirtti.
Gıda Plus Ödülleri Sahiplerini Buldu
Zirve kapsamında düzenlenen Gıda Plus Ödülleri Seremonisi, sektörün en başarılı projelerini taçlandırdı. 70 kişilik jüri tarafından değerlendirilen 35 farklı kategoride yenilikçi projeler, şirketler ve bireyler; sürdürülebilirlik, ihracat başarısı, yenilikçilik ve sosyal sorumluluk alanlarındaki katkılarıyla ödüllendirildi.
Boğaziçi Üniversitesi’nde gerçekleştirilen bu prestijli buluşma, Türkiye’nin gıda sektöründe bölgesel liderliğini pekiştirirken, geleceğin gıdasına yön verecek vizyoner stratejilerin de altını çizdi.






























