Ana Sayfa Yaşam Sağlık Dijital Dünyada Gençlik: Sosyal Medyanın Benlik Algısına Etkisi

Dijital Dünyada Gençlik: Sosyal Medyanın Benlik Algısına Etkisi

Dijital Dünyada Gençlik: Sosyal Medyanın Benlik Algısına Etkisi
Şehrin Lezzeti Dergisi

Sosyal medyada sürekli paylaşılan “mükemmel hayat” kareleri, özellikle gençlerin kendilerini algılama biçimini derinden etkiliyor. Uzmanlar, dijital kimlik ile gerçek yaşam arasındaki farkın giderek büyümesinin özgüven kaybı ve çeşitli ruhsal sorunlara zemin hazırlayabileceği konusunda uyarıyor.

Günümüzde sosyal medya, gençler için yalnızca bir iletişim aracı olmanın ötesine geçmiş durumda. Kimlik inşası, görünür olma isteği ve sosyal karşılaştırma, dijital platformların merkezinde yer alıyor. Kusursuz bedenler, başarı hikâyeleri ve sürekli mutlu görünen yaşamlar; gençlerde farkında olmadan bir kıyaslama döngüsü yaratıyor. Bu döngü, zamanla özgüven azalması, kaygı düzeyinin artması ve depresyon eğilimi gibi psikolojik etkilerle kendini gösterebiliyor.

Onaylanma Kültürü ve Psikolojik Yansımaları

Uzmanlara göre sosyal medya, bağlantı kurmanın yanı sıra güçlü bir onaylanma ve karşılaştırma kültürü de yaratıyor. Beğeni sayıları, yorumlar ve takipçi oranları; gençlerin kendilerini değerlendirme ölçütü hâline gelebiliyor. Bu durum, motivasyon kaybı, özgüven düşüklüğü, sosyal geri çekilme ve duygu durum dalgalanmalarına yol açabiliyor. Uzun vadede ise gerçek sosyal ilişkilerden uzaklaşma ve yalnızlık hissinin artması riski ortaya çıkıyor.

“Dijital Kimlik, İdeal Bir Yansıma”

İstanbul Rumeli Üniversitesi Psikoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ömer Faruk Şimşek, sosyal medyanın gençler üzerindeki etkilerine dikkat çekerek şu değerlendirmede bulunuyor: “Sosyal medya, gençlerin kendilerini ifade ettiği ve sosyal bağlar kurduğu önemli bir alan. Ancak sürekli olarak başkalarının başarılarını ve mutluluklarını görmek, bireylerde yetersizlik hissini güçlendirebiliyor. Bu durum, özellikle ergenlik ve genç yetişkinlik döneminde benlik gelişimini olumsuz etkileyebiliyor.”

Prof. Dr. Şimşek, dijital kimlik ile gerçek yaşam arasındaki dengenin ruh sağlığı açısından kritik bir öneme sahip olduğunu vurguluyor. Ona göre dijital benlik, çoğu zaman kişinin kendini yansıtmak istediği ideal bir versiyondan ibaret. Gerçek hayatın iniş çıkışları bu ideal imajla örtüşmediğinde ise bireyler içsel çatışmalar yaşayabiliyor.

Bilinçli Kullanım, Sağlıklı Denge

Gençlerin sosyal medyayı bilinçli ve kontrollü kullanmayı öğrenmelerinin, bu dengeyi kurmanın temel adımı olduğunu belirten Şimşek, farkındalık geliştirmenin önemine dikkat çekiyor: “Sosyal medya, gençlerin yaşamlarının kaçınılmaz bir parçası. Ancak burada gördüklerimizin büyük bölümü filtrelenmiş ve idealize edilmiş bir gerçekliğin yansıması. Gençlerin dijital kimlikleri ile gerçek kimlikleri arasındaki farkı fark etmesi, sınırlarını belirlemesi ve gerektiğinde profesyonel destek alması, ruhsal dengeyi korumanın en etkili yollarından biridir.”

Sosyal medya, doğru kullanıldığında ilham verici ve destekleyici bir alan olabilir. Ancak gençlerin kendilerini bu dijital aynada tanımlamak yerine, gerçek yaşam deneyimlerinden beslenen sağlıklı bir benlik algısı geliştirmeleri, uzun vadeli ruhsal iyilik hâli için büyük önem taşıyor.

Şehrin Lezzeti Dergisi